28 Şubat 2011 Pazartesi


Öyle bir yol ayırıyor ki seni kendinden, geriye dönüp baktığında o karedeki sen misin yoksa sana benzeyen herhangi biri mi ayırt edemiyorsun.

Tüm yaşananlar, güzel ya da kötü anılar hepsi zihnimizde kurduğumuz masallardan ibaret.

Bir mekân belirliyoruz, oyuncuları seçiyoruz, senaryoyu yazınca da kusursuz oynuyoruz.

Sonra geri dönüp baktığımızda hatıraları değil kendi oyunumuzu hatırlıyoruz.

Oysa aynı karakteri başka bir zamanda, yeni senaryomuza aldığımızda oyunculuğunu beğenmiyoruz.

Ama biz değimliydik. Uygun zaman diliminde ki performansına oskarlar veren.

Peki, biz değimliydik dün severken, bugün nefret edebilen.

İki duygu arasındaki zıtlık bu kadar mı yakın birbirine , yoksa biz mi çok çelişkiliyiz kendimize.

Dönüşen evren ,gelişen olaylar ,hiç durmadan yorulmadan geçen zaman ,her fotoğraf karesinde değişen karakterler …hepsini kendi hayal gücümüz yaratıyor..canımızın acımasını istediğimizde o karakter rolünü oynuyor…sevinmek istediğimizde bizi mutlu ediyor.biz ona bu hakkı verdiğimiz için iyi yada kötü oluyor.hepsi bu…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen bensin bende sen artık...

sen bensin bende sen artık...