24 Aralık 2009 Perşembe

her sonbahar gelişinde....

' kanatları var,ama uçamıyorlar.
sen uçabilen kuşlardan mısın?
aslında burda otobüs bekliycek birine benzemiyosun.
araban yok mu?
kanatlı bir araba mı istiyorsun? '

21 Aralık 2009 Pazartesi

Neden olmasın?

İtiraf ediyorum !!

Ben bir Serge Gainsbourg hayranıyım.çünkü 21senelik ömrümde bu kadar kafa karıştıran aynı zamanda göt korkusu ile cüretkarlığı doğru orantıda olan bir adam daha görmedim.o benim çirkin kralım.yaptığı her faaliyeti onayladığımı kastetmiyorum.aykırılığına ve düşüncesizliğine bu kadar güzel kılıflar uydurarak sempatik görünen ,ayrıca orantısız yüz hatları,saçma tavırları ve dengesizliği ile tarihte görülebilecek en güzel kadınları kendine aşık edebilecek yeteneğe sahip bu adam ,kabul ediyorum ki bana da etkileyici geliyor.
Jane Birkin,Anna Karina ,Brigitte Bardot kadar mükemmel görünüme sahip kadınları bile kendine aşık edebildi ise,biraz daha erken dünyaya gelip,Serge ölmeden önce tanışma fırsatına naif olmak isterdim.ayrıca je t’aime..moi non plus şarkısı ne kadar tepki görse de ,gündeme geldiği zaman içinde,bence oldukça kendi halinde ,yaratıcı ve cesur bir çalışma olmuş.yani kim bir şarkısında ,sevgilisin orgazm seslerini yayımlar ki?

Bu hayranlığım,kulağa garip gelse de ,hiçbir açıklama ve ikna etme çabası gütmeden kabul ediyorum. Serge Gainsbourg ‘a hayranım:D

dünyaya işeyen adam.


bir kaç yıl öncesine dayanan tezim ,her geçen gün doğrulanıyor.bence tüm insan ırkı olarak geri zekalıyız.kimin ve nasıl kurduğunu bilmediğim entellektüel dünyaya,kültürel çürümüşlüğün ,dirençli yaratıcıları olarak gelmişiz.evet hepsi bu.

tüm bu düşüncelerime karşı tek önerim ise:

elma dersem çık,armut dersem bana bir daha dokunma.


Gözlerimin altında mor halkalar oluşmaya başladı.bana hiç yakışmadıklarını farkında olsam da kabullenmekle yükümlüyüm.sıkışmış zamanlar yaşıyorum.çok istediğim bir şey ,asla benim olmayacağını bile bile bekliyorum.kulağa ne kadar saçma gelse de.acıdan haz duyuyorum beklide.çok hızlı devir daim yapıyor hayatım.hız beni yorsa da bünyemde yarattığı alışkanlığa uyum sağlıyorum.değişik zaman aralıklarıyla karşı koyulamaz bir şekilde vücudumu ele geçiren başka bir benliğim olduğunu düşünmeye başladım.varlığından rahatsızım.fakat beni ele geçirmesine izin vermemde zor olmuyor.kendimle savaşıp,kendimle çelişiyorum.kendi kendimi yoruyorum.bu yüzdendir ki kimseye kızamıyorum,kimseyi suçlayamıyorum.materyalist bir hayat biçimi geliştirmeye çalışıyorum.bu kez de dokunduğum ,tattığım,kokladığım hiçbir olguyu,duyguyu hissedemiyorum.kendi tedavimi kendim oluşturma taraftarıyım.sadece zaman ,yeteri kadar az,oldukça fazla zamana ihtiyacım var.yakmazsam içimindeki kuleleri ,şehirleri…

19 Aralık 2009 Cumartesi

boş bırak bilmediğin yerleri ..ben bir şeyler uydururum..


Bu aralar talihsiz serüvenler dizisi gibiyim..yakından takip edilirse eğlenceli olabilir aslında.oldukça komik yanları da yok değil.nankörlük yapmak istemem...
Bodrum birkaç gündür doğal afet filmleri gibi.yağmurlar,seller,insanın kafasına taş gibi yağan dolu parçaları.konusu saçma ve sonunda yalnızca bir kız ve bir erkekten oluşan başrol oyuncularının kurtulduğu amerikan filmlerine bir örnek olarak çekebileceğim film kareleri yakalayabilirim.ama henüz senaryo oluşturamadım.hadi kız olarak kendimi kurtardım diyelim.erkek cinsindeki yakışıklı baş rolü kime vereceğim konusunda kesin fikirlerim yok.fırtına bana maddi açıdan zorluklar yaşatıyor.antenimizi kırmış.yapımına para vermemek için ,çatıya bir operasyon düzenledim.sağlam bir plan,yeterli ekipman ve başarılı kadromla çok uğraşmadan tamir etmeyi başardım.evimin alt katına su bastı ve bir çok ayakkabımı scotch-brite (bulaşık süngeri)görünümünü aldı.saç kurutma mak. İle hepsini kurutma planımda,’saçmalama’ die yargılandıktan sonra suya düştü.ipte unuttuğumuz çamaşırlarımızın bir kısmı ise Turgutreis semalarında seyir halinde.
Bu hafta çalışmamaya karar verdim.iş günlerimi saçma bahaneler uydurarak , evde geçirdim.bir şeye kızdım ama ne olduğu konusunda bir fikre sahip değilim henüz.birçok şey yapabilirim.örneğin kadın programları izleyip psikolojimin deniz seviyesi altına inmesini sağlayabilirim.insanların hayatlarıyla seviyesizce dalga geçebilirim.evin duvarlarını saçma sapan boyayıp ,sonrada fark edilmesin diye 3.sayfa gazete kağıtlarıyla kaplayabilirim.ama çalışamam.evet yapamam..dedim ya sinirliyim..ama neye bilmiyorum..
Talihsizliğim peşimi bırakmıyor demiş miydim?midemi üşütmüşüm.yediğim hiç bir şeyi midemde barındıramıyorum.sırf bu yüzden bir şey de yiyemiyorum.sıkıştım kaldım yani.yinede her faciadan sonrada.hayatında hiç bir şey yememiş gibi canımın her şeyi istemesi beni heyecanlandırıyor :) hayır.bulimia hastalığına falan tutulmadım.ben kusarak değil,tükürerek kilo verme taraftarıyım.lakin bu tezin başarılı olma olasılığını düşünmedim..

Kısadan hisse: İnsomnia (uyku hastalığı) bu gereksiz hastalığın nedenleri..
yorgunluk, mide şişkinliği, hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla sıcak, rahatsız edici ışık, gürültü,sinir bozukluğu, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar, kalp veya akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük olayların etkisi, yatağın uygun olmaması, tedirginlik gibi nedenlermiş.Ahir ömrümde nelerde öğreniyorum.acaba benim şanslı nedenim bunların içinden hangisi olabilir diye düşündüm.ince eledim sık dokudum.ve bazı sebeplere farkı anlamlar yüklersem,hepsinin bana uygun olduğuna karar verdim.henüz ismini bile doğru düzgün telaffuz edemezken,insomnia olmuş olmam saçma değil mi?
Ama ümidim var iyileşeceğim.çünkü saat sabah 4 ile 7 arasında saçmada olsa yapabileceğim hiçbir faaliyet geliştiremedim henüz.
Son 2haftadır ailenin terk edilen kızı olmanın o kadarda sinir bozucu olmadığını fark ettim.olumsuzlukları değerlendirip olumlu sonuçlar elde edebilirim.kuzenimin yanıma taşınması şimdilerde oldukça matrak bir fikir gibi.en azından sıcak yemek,temiz ev,bol dedikodu,eğlence ve yalnız kalmıyor olmak gibi faaliyetler ile günüm daha saçma geçmekten kurtuluyor.Buseye göre sigarayı bırakmalıymışız.bu gidişle doktorlar benimle ilgilenmezmiş.ilgisizlikten hoşlanmam.lakin doktorlardan da haz ettiğim söylemez.benimle ilgilenmezler
se de eve gelip zırlamam.kendileri kaybeder.tıp bilimini ve olayda adı geçen doktoru yakın ve uzak çevremde mimler ve müesseselerinin gidip ,görülmesi gereken bir yer olmadığını söylerim.müşteri kaybetmiş olurlar.

Konudan konuya geçmemden psikolojimin kaç şiddetinde depreme maruz kaldığı anlaşılıyor sanırım.çoğu yerde saçmaladığımı da farkındayım.olaylar ile dalga geçerek gülmek için nedenler oluşturmaya çalışıyorum.nasıl bir mimik hareketiyle bu başarabileceğimi unutma aşamasındayım..işin gerçeği artık biraz gülebilmek istiyorum… :(

şimdi biraz beklermisin? Ruhumu öldürmeye çalışıyorum.


4 Aralık 2009 Cuma

'Alıntı'


Sen ilacımsın ,susuz yuttuğum.

Bir türlü gitmeyen

Ne yapsamda

Boğazımdan.....



Video Ekle

sen bensin bende sen artık...

sen bensin bende sen artık...